ADALET REFORMU MU YOKSA YARGI DEVRİMİ Mİ?
RAFAEL SADİ
İsrail Muhalefeti ve Sol Basın bu değişim çabasına DEVRİM – İHTİLAL demekte ısrar ederken İktidar İse ilk günden lanse edildiği gibi bunun REFORM olduğunda israrcı.
Ne kadar ısrar edilirse edilsin hatta bu protestoların ciddi bir Halk hareketine dönüşmesinde organize bir durum olması bile oluşan tepkileri görmezden gelmeye imkan yoktur.
Tepkiler büyüdükçe İktidarın da bu konuda yapması gerekenler olduğu acı da olsa idrak edilmeye başlanıyor İktidar ana partiisi LİKUD içinde.
Likud partisi içinde İktidar’ı bu Reform konusunda daha esnek olunmasını isteyen bir kitle oluşmak üzere. Bunu orantısal veya adetsel olarak ortaya koymak pek mümkün değilse bile.
İlk sinyaller mevcut.
Basın ile buluşma programında Amit Segal ile görüşen ve Natanyuahu’dan bu dönem bakanlık alamamış olan YULİ EDELSTEİN bu reform’u desteklediğini söyleyememiş olması en belirgin işaretti. Bunun yanı sıra Savunma Bakanı YOAV GALANT’ta mevcut durumun karşılıklı diyaloğ gerektirdiğini söyleyebilecek kadar dürüst bir Likud Bakanı olduğunu ortaya koydu.
Benzer sesler Likud genelinde de mevcuttur ancak bir çoğu ismini söyleyerek Başbakan ve Adalet Bakanına karşı cephe almış görünmek istememektedirler.
Adalet Bakanı YARİV LEVİN ve Adalet Komisyonu başkanı ROTHMAN bu yasaların en gec ay sonuna kadar çıkması için uğraşıyorlar. Ve bu yasalar dizisi kanunlaşırsa konuşabilmek için artık çok geç olacak ve bundan zarar görecek olan sadece İktidar değil İsrail Devletidir iddiları mevcut.
Üç aşağı beş yukarı bir Reform gerektiği konusunda herkes hemfikir ancak değişimin nasıl olacağı konusu ise tartışılabilmelidir.
Mesela en yaygın iddia %51 oy sahibi olanların her şeye muktedir olması normal değildir. %51 oy ile yani 120 MV’nin 61’i elinde olanın herşeyin hükümranı olması doğal değildir diyenlere ise cevabım şudur. İsrail demokrasisi mevcut yasalar çerçevesinde işlemektedir ve bu yasalarda 61 Oy olanın dediğinin kabulü ile varittir.
Yok bunu beğenmiyorsak ve oranı değiştirmek istiyorsak 61 oy bulacaksınız ve yine de mevcut yasaları değiştirecek bir reform yapacaksınız. Yani sonunda yine reform gerekiyor.
İşte dananın kuyruğu orada kopuyor. Mesele reform değil reformu kimin yapacağıdır.
Natanyahu ve Levin ikilisi önümüzdeki 3 haftayı nasıl değerlendiriyorlar ve ne gibi kararlar alıp ilerleyebilecekler.
İktidar mantığına göre Bu reform çıkmaz ise koalisyonun bozulacağı ve hükümetin düşeceği endişesi mevcuttur.
Hadi hayırlısı yoksa 6. Seçime mi gidiyoruz.
İşte o zaman bu protestolar amacına ulaşmış sayılır. Sayılır da 6. Seçimde kim ne kadar oy alır anlamak için yine anketlere ve rulet masasının başına oturmak gerekecek.
Diyalog başlarsa nasıl başlar kim kimin bileğini bükecek hep birlikte göreceğiz.